2023 Yılı SGK İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri Değerlendirmesi Paneli Gerçekleştirildi

İstanbul İSİG Meclisi, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu’nun birlikte düzenlediği “2023 Yılı SGK İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri Değerlendirmesi” konulu panel İstanbul Tabip Odası Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda yapıldı.

İstanbul Tabip Odası adına açılış konuşmasını yapan Dr. Nazmi Algan, “2023 Yılı SGK İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri Değerlendirmesi” konusunun önemine dikkat çekti. Algan, Türkiye’de iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının genellikle görünmez kaldığını vurgulayarak, bu konuların hem adli vakalar hem de ölümle sonuçlanması dolayısıyla öğrenilebildiğini belirtti. Meslek hastalıklarının tanısı ve tedavisinde karşılaşılan zorluklara da değinen Algan, Avrupa ve dünya ülkeleri ile kıyaslamalar yapılacağını ifade etti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, iş kazaları ve iş cinayetleri konusunda SGK ve İSİG Meclisi verilerini karşılaştırarak, 2023 yılı itibarıyla iş cinayetleri sayısının yaklaşık 2000, meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının ise kayıt dışı olanları da düşündüğümüzde 4000 civarında olduğunu aktardı. Çakır, 2021 yılına kadar olan grafikte dünya ülkeleri arasında en fazla ölümlerin yer aldığı ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirtti. Ancak, meslek hastalıkları nedeniyle ölüm verilerinin Türkiye’de diğer ülkelere göre çok daha düşük göründüğünü ifade etti.

Meslek hastalıkları sonucu sürekli iş göremezlik raporu alıp ödenek alanların durumuna da değinen Çakır, Fransa’da %1, Almanya’da %20 olan iş göremezlik ödeneğinin Türkiye’de %10 seviyesinde olduğunu, ancak diğer ülkelere göre Türkiye’de ödenek alan işçi sayısının oldukça düşük olduğunu belirtti. Sigorta sisteminden sendikalaşmadaki engellemelerin işçi sınıfı hareketinin karşılaştığı sorunlar arasında yer aldığını vurgulayan Çakır, bu durumun işçileri meslek hastalığından ya da iş kazasından koruyabilecek herhangi bir mekanizmanın kalmadığı anlamına geldiğini ifade etti.

Avrupa ülkelerinde “Son 12 ayda işten kaynaklı bir sağlık sorunu yaşadınız mı?” sorusuna “Evet” diyen işçi oranının %8-12 arasında iken, Türkiye’de bu oranının yalnızca %1-2 seviyesinde olduğunu kaydeden Çakır, işçilerin sağlık sorunlarını bildirmesinin önündeki engelleri vurguladı. Rapor almak istemeyen işçilerin, işsizlik korkusu nedeniyle sağlık sorunlarını gizlemeye çalıştığını ifade etti.

Çakır, işverenlerin iş kazalarının sorumluluğunu üstlenmelerinin zor olduğunu, bu durumun özellikle kayıt dışı çalışmanın yaygın olduğu havalimanı inşaatlarında ve küçük işletmelerde daha belirgin hale geldiğini belirtti. Ölen işçilerin SGK tarafından “kayıp” olarak değerlendirildiğini ve iş cinayetinin işletmeyle bağının kurulmamasının, meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesinde ciddi engeller oluşturduğunu vurguladı.

SGK verilerinin denetim sayıları hakkında yeterli bilgi sunmadığını ifade eden Çakır, 2020 yılından itibaren denetim görevlisi konusunda herhangi bir veri bulunmadığını, SGK’nın denetim ve sorun çözme yerine rapor yayınlamaktan ibaret bir politikası olduğunu belirtti. İş cinayetlerinin toplumsal bir sorun olduğunu ve yalnızca rakamlarla çözülemeyeceğini ifade eden Çakır, Avrupa’da işçilerin yasal güvencelerinin daha fazla olduğunu belirtti. Yasal güvencelerin azalmasının, iş cinayetlerinin artışına sebep olduğunu vurguladı.

Dr. Algan, meslek hastalıklarının tespitinde zorluklar yaşandığını, ancak iş cinayetlerinin durumunun net olduğunu belirtti. İş cinayetleri konusunda iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar, meslek örgütleri ve denetleyicilere sorumluluklar düştüğünü ifade eden Algan, yasa koyucunun denetim yetkisi vermemesinin en büyük sorunlardan biri olduğunu dile getirdi. Algan, meslek hastalıkları hastanelerinin kapatılmasının ardından, İstanbul’daki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin işlevsiz hale geldiğini, bunun sonucunda doktor sayısının azaldığını ve hastanenin neredeyse işlemez duruma geldiğini aktardı. Meslek hastalıkları hastaneleri konusunda ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı.

Katkıda bulunmak ve soru yöneltmek isteyenler de toplantıya katıldılar. El Cerrahı Dr. Atilla Zenciroğlu, ölümlü iş kazalarındaki oranların verildiğini, bu rakamlara bakıldığında ölüm olmayan iş kazalarının çok daha yüksek olduğunu belirtti. En fazla yaralanmaların el yaralanmaları olduğunu ifade eden Zenciroğlu, iş kazalarında yaralanmaların ardından işçilerin başvurabileceği yerin sağlık sistemi olduğunu, ancak bunun da gerektiği şekilde çalışmadığını belirtti. Sosyal güvenlik sisteminin özelleştirmelerle birlikte işlemez hale geldiğini vurguladı.

Enerji-Sen Uzmanı Kamil Kartal ise sermayenin İSİG önlemlerini tamamen bir maliyet unsuru olarak gördüğünü, bu nedenle bütçenin çok az bir kısmının buna ayrıldığını belirtti. Kartal, iş kazası geçiren işçilerin hastanelerden iş kazasına ilişkin doktorlardan rapor alamadıklarını, bunun ancak hastane polisi vasıtasıyla mümkün olduğunu dile getirdi. Ayrıca, bazı işkollarında belli bir yaştan sonra işçilerin vücutlarında deformasyonlar yaratıldığını, ancak bu durumun rapor alınamadan geçiştirildiğini ve işten çıkarma korkusu nedeniyle işçilerin bu konuyu gündeme getiremediklerini aktardı. Bu durumun çözümü için sendikal örgütlenme ve toplumsal dayanışmanın şart olduğunu ifade etti.

Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şube Örgütlenme Sekreteri Şenol Solum ise İSİG Meclisi’nin, sendika üyelerinin İSİG önlemleri konusunda eğitim çalışmaları yapılması konusunda destek istediklerini belirtti. Meclis üyeleri, bu konuda destek vereceklerini fakat yalnızca eğitimle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda mücadeleye yönlendirmek gerektiğini ifade ettiler.

Kurye Hakları Derneği ve Moto Kurye Haber-Yorum’dan Mesut Çeki, mücadele süreçlerine değinerek İSİG Meclisi’ne öykünerek kendi işkollarındaki iş cinayetleri raporunu tutmaya çalıştıklarını belirtti. Diğer sektörlerde de benzer kayıtların tutulup tutulmadığını sorguladı. Ayrıca, iş cinayetleriyle ilgili dava açan ve ceza alan patronlar olup olmadığını da sordu.

İSİG Meclisi, bazı sendikaların kendi işkollarındaki iş cinayetleri ve kazaları izlediğini, ancak istatistiklerin tutulmadığını belirtti. İş cinayeti davalarının uzun sürdüğünü ve toplu ölümlerin olduğu davalar dışında patronların yargılanma olasılığının çok az olduğunu ifade etti. Genelde iş güvenliği uzmanları ve müdürlerin ceza aldığını, bireysel açılan davalarda ise ailelerin genellikle davaları sonuçlandıramadığını, maddi sıkıntılar nedeniyle davaların geri çekildiğini aktardı. İş cinayetlerinden sorumlu olanların yargılanması için örgütlü olmanın ve mücadele yürütmenin önemine vurgu yapıldı.


Kaynak: İSİG

https://isigmeclisi.org/21109-2023-yili-sgk-is-kazalari-ve-meslek-hastaliklari-istatistikleri-degerle